Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Süleyman'ın ardından düşüşe geçmesi, ancak Türk halkının inatla ayakta kalması tarihe geçmiş esrarlı vakıalardan biridir. Bu esrarı çözmeye çalışan birçok kişi, İmparatorluğun çökmesinin Sultan Süleyman'ın yaptığı hatalardan kaynaklandığını söylerken, az sayıda insan ise Süleyman'ın milleti güçlendiren kişi olduğu noktasında birleşir.
46 yıllık hükümdarlığı boyunca Avrupalıları titreten o müthiş hareketli orduyu yönlendiren beyin olarak bilinen Süleyman yaşamını meraklı bakışlardan gizlemeyi başarmıştır. Yüzyıllar boyunca bu gizliliğe çeşitli önyargı ve dedikodular eklenmiştir. Roger Merriman'ın, "Hayatını inceledikçe gözüme daha büyük gözüküyor." dediği Muhteşem Süleyman'ın icraatlarını ölümünden sonraki sonuçlarıyla değerlendirdiğimizde yaşamındaki esrarın çözülmesi kolaylaşır. Neticede Süleyman sıradan bir Türk'tü; fakat çok azını kesin güvenilir kaynaklara dayandırabildiğimiz için ancak parçalar halinde ulaşabildiğimiz hikayesi, o zamanlar üç kıtanın kaderini belirleyecek kudrette olan Türk halkının hikayesidir. İşte bu hikayeyi sürükleyici bir kurguyla tamamlayan belgesel bir roman.

1288. Suleiman the Magnificent: Sultan of the East, by Harold Lamb (7 Sept 1974) Harold Lamb is a synonym for popularized (and fictiony) history. This is the fourth book of his I've read (the prior ones were The March of Muscovy; Cyrus the Great; and The City and the Tsar). Suleiman was about 25 when he became Sultan in 1530. He died in 1566. The book is written from the Turkish viewpoint, and shows the Turks in a far better light than I have ever read before. But even so, Suleiman had people murdered with some abandon, including his eldest son. After Suleiman died the Turks went down hill; but Suleiman expanded the Turks' land to its greatest extent. Interesting story, but Lamb is a storyteller, not a historian. ( )